Star Trek: The Motion Picture
1966 – 69 yılları arasında yayınlanan Star Trek: The Original Series’in iptali ardından Gene Roddenberry, Paramount Studios’ta yıllar boyunca lobi faaliyetleri yürütmüştür. Sonunda 1978 yılında “Star Trek – Phase II” adıyla, eski kadronun bir 5 yıllık görevini daha konu alacak seri için hazırlıklara başlanmıştır. Ancak 1977 yılında vizyona giren “Close Quarters of the Third Kind” adlı bilimkurgu filmi, Paramount’u Star Wars dışında başka bir bilimkurgu filminin de beyaz perdede iyi gişe yapabileceği konusunda ikna eder. Bu sebeple hazırlıklarına başlanmış olan Star Trek: Phase II iptal edilir ve uzun metrajlı bir film yapma kararı alınır.
Star Trek: Motion Picture, üç Klingon savaş gemisinin, ateş açma gafletinde bulundukları devasa bir enerji bulutu tarafından saniyeler içinde yok edilmesiyle başlar. Klingon gemilerinden birinin yardım çağrısını alan Epsilon 9 adlı Federasyon uzay istasyonu, tüm olayı Starfleet’e naklen aktarır. Yapılan hesaplamalar sonucunda bulutun rotasının doğrudan dünyaya çevrilmiş olduğu ve 3 gün içinde hedefe varacağı ortaya çıkar. Bulut, dünyaya ulaşmadan önce yetişebilecek en yakın federasyon gemisi ise Enterprise’dır.
Ancak The Original Series’ten tanıdığımız Enterprise kadrosu, 5 yıllık keşif görevini tamamladıktan sonra kısmen dağılmıştır. Amiralliğe terfi eden Kirk, bir kaç yıldır masabaşı görevi yapmakta, vatanı Vulcan’a dönen Spock, duygularını tamamen yok etmek üzere eğitim almakta, Federasyonla ilişiğini kesen Doktor McCoy ise sakin bir hayat sürdürmektedir.
Masabaşı görevinden oldukça sıkılmış olan Amiral Kirk, kriz durumunu kendi lehine kullanır. Starfleet yönetimini bu kritik görev için Enterprise’a mevcut kaptanı Decker yerine kendisinin komuta etmesi gerektiğine ikna eder.
Ancak görev boyunca Kirk’ün başı dertten kurtulmayacaktır. Geçici olarak rütbesi düşürülen Decker, görev boyunca Kirk’e muhalefet edecek, aylardır tadilatta olan Enterprise, yolculuk öncesi ve sırasında kritik sorunlar çıkaracak, sürpriz bir şekilde kadroya dahil olan Spock’un motivasyonları konusunda Kirk ve McCoy şüpheye düşecek ve bulutla ilk karşılaştıklarında mürettebattan biri hayatını kaybedecektir (Korkmayın, bu spoiler sayılmaz!).
Sözkonusu enerji bulutunun içinde, devasa boyutlarda bir mekanik yapı olduğunu ve kendine V’Ger adını veren bir varlık tarafından kontrol edildiği dışında vereceğim her bilgi ağır spoiler olacağı için, hikaye özetini burada noktalamam icab ediyor.
Şimdi ağır bir trekkie (kafayı yemiş Star Trek fanlarına denir) olarak olabildiğince derece dürüst olayım: Star Trek: The Motion Picture, bana göre kesinlikle iyi bir film değil! Ancak yaşama sevincimin damarlarımdan çekildiği 132 dakikanın ardından, şöyle sakince bir arkama yaslandığımda filmin konusunun aslında hiç de kötü olmadığını farkettim. Fakat potansiyeli bu kadar yüksek bir konu, ancak bu kadar kötü işlenebilirdi.