Star Wars Episode VII: The Force Awakens – İlk İzlenim
BU YAZIDA FİLME DAİR SPOİLER YOK! MERAK ETMEYİN!!
FİLMDEN YENİ ÇIKMIŞ BİR STAR WARS HAYRANININ İLK İZLENİMLERİNDEN OLUŞAN BİR YAZI OKUMAK ÜZERESİNİZ. ADI ÜSTÜNDE “İLK İZLENİM” BUNLAR, FORCE İSTERSE, HERKESE FİLMİ İZLEMELERİ İÇİN BİRAZ ZAMAN VERDİKTEN SONRA, DAHA KAPSAMLI, FİLMİN KONUSUNU DA İÇEREN BİR YAZI DAHA YAZACAĞIM.
Yahu ne çok bekledik bu filmi… Bazılarımız için (yaşı biraz daha geçkin olan ve orijinal üçlemeden sonra ön-üçlemenin tokadını yemiş olanlardan bahsediyorum) endişeli bir bekleyişti. Star Wars (“SW”) ile ön-üçleme ve/veya doğrudan çizgi filmler ile tanışmış kuşak için neşeli bir bekleyişti. “Ya sahi vardı SW diye birşey?” diye konuyla çok da ilgilenmeyenler için “E yılbaşı zamanı uzaylı aksiyon filmi iyi gider” tipi bir bekleyişti muhtemelen. Ve bugün itibarıyla Efsane geri döndü! 1977’de başlayan SW destanının son filmi karşımızda!
Bugüne kadar gelen yolda The Force Awakens (“TFA”) bana hep iyi sinyaller verdi. Bir kere gizliliği çok iyi devam ettirdiler, iştahla beklenmekte olan diğer birçok yapım gibi setten bir sürü fotoğraf, filmin konusunda dair kulaktan dolma haberler pek sızmadı (sınırsız attık tuttuk, teori ürettik elbette) ve fragmanları da filmin hikayesini ele vermedi. Fragmanlar, SW hayranlarını mutlu edecek ve çok da “SW,SW!” diye ölmeyenleri de cezbedecek detaylarla bezeliydiler. Tabii işin eskileri olarak bizler, alttan alttan bu durumdan da endişe ediyorduk, çünkü ön-üçlemenin ilk filminin fragmanı filmden 1000 kere falan iyiydi ve hepimizi çok heyecanlandırmıştı.
Koltukta J.J. Abrams’ın olması da bana güven veriyordu. J.J. Abrams’ın yeni Star Trek filmlerini ben çok severim, Trekkerların genelde çok da hastası olmadıklarını da bilirim. Buna çok şaşırmıyorum, o filmler daha bir “uzay operası” tadından filmlerdi ve orijinal eserler ile “Ooo alırım bir dal” esinlenmesi dışında pek de alakalı değildi. Uzay Operası deyince akla hemen SW gelir ama, bu nedenle de J.J.’in stajını yaptığını ve ustalığını TFA’da göstereceğini umut ediyordum.
Ayrıca camia olarak kendisine çok büyük bir ultimatom da vermiştik: “Bize bak J.J., iyi bak! Eğer TFA’yı yüzüne gözüne bulaştırırsan ismin tarihe Jar Jar Abrams olarak geçecek ve ömrünün sonuna kadar böyle anılacaksın!!”. Peki ne oldu? Elimizde ne var şimdi?
TFA çok güzel bir film, aksiyonu dozunda, efektleri gerçekçi, hikaye süratle akıyor, teknoloji ve mistisizm iç içe, oldukça da neşeli. Sadece bir SW hayranının değil, herkesin beğeneceği ve birden fazla kez izlemek isteyeceği bir film. J.J. büyük bir SW hayranı olduğunu biliyorduk zaten, bu filmi de sevgiyle tasarlamış ve aşkla çekmiş, özellikle orijinal üçlemenin tadını ve dokusunu geri getirmek konusunda çok çaba harcadığı gözlemleniyor. Hem SW hayranların alttan alttan mutlu ediyor, hem de herkese hitap etmeyi biliyor. TFA’nın, yeni bir çağ için hazırlanmış, Episode IV: A New Hope tadından olduğunu söyleyebilirim.
Yeni Karakterler: Hikayemize dahil olan yeni karakterler yerlerine çok iyi oturmuşlar, kendilerine hızla bağlandım ve akıbetleri hakkında sürekli endişe ettim. Ön-üçleme önceden bağlanmış olduğum karakterlerle bile aramı açmıştı?! Oyuncuları ve yönetmeni bu noktada açıkça tebrik etmek lazım, özellikle Rey ve Finn arasındaki kimya çok iyi tutmuş ve her iki oyuncu da altına girdikleri ağır SW mirasını ve yükünü hakkıyla kaldırıp yeni yerlere götürmüşler. SW kariyerlerinin uzun ve başarılı olmasını diliyorum ve daha fazlasını izlemek için adeta yerimde zor duruyorum.