Star Wars – “Güç Uyanıyor” mu? Yoksa Uyuyor mu?

Star Wars efsanesinin son bölümünü Lucasfilm logosundan, sondaki yıldızlar üzeri mavi yazılarına kadar heyecanla izledim… Dersem yalan olur.  Filmi gerçekten beğensem de, sinema salonundan çıkarken aklımda sorular vardı ve nostalji duygusunun yitmesiyle memnun olmadığım kısımların farkına vardım. O yüzden önceden söyleyeyim, eğer filmi izlemediyseniz, SPOILER olacak. Şimdiden UYARIYORUM.

İzleyiciler olarak Güç ile 1977’de ilk Star Wars filmiyle tanıştık. O zamanlar adı sadece Star Wars tabii, Bölüm IV: Yeni Bir Umut değil.  Obi-Wan Kenobi, Güç’ü “Evrendeki yaşayan canlıların yarattığı bir enerji alanı” şeklinde tanımlar. Kenobi’nin öğretilerine, Luke Skywalker kulak verip gözleri kapalıyken gelen eğitim atışını Işın kılıcıyla yakalayınca, Han Solo buna “şans” der. Kenobi durur mu peki? Yapıştırır cevabı: “Benim tecrübelerime göre şans diye bir şey yoktur.”

Kenobi’nin gizemli ölümünün ardından, sıra Death Star’ın başarı şansı imkansıza yakın imha operasyonuna gelir. Sadece 2 metre genişliğindeki dar bir enerji egzoz borusuna bir adet torpido atılması gerekmekte ve inanılmaz hızlarda uçan uzay gemilerinden bu atışın yapılması çok zordur. Luke Skywalker egzoz girişine yaklaştığı zaman Kenobi’nin sesini duyar, hedefleyicisini kapatır ve iç güdüsüne güvenir. Torpido çok temiz bir şekilde egzozdan geçer ve hedefine ulaşarak Death Star’ın yok olmasını tetikler, galaksi kurtarılmış olur.

Yüzdeki kararlılığa bak be!

Yüzdeki kararlılığa bak be!

Neden kısa bir özet geçtim? Çünkü bu kısımda hala Güç gerçek mi? Değil mi? Belli değil. Luke, Kenobi’nin sesini hatırlamış, “şans eseri” hedefi vurmuş da olabilir, Güç’ü kullanmış da olabilir. O zamanın seyiricisi böyle bir ikilem arasında kalır. Her ne kadar Darth Vader ve Obi-Wan Kenobi gücü göstermiş, ne kadar ipuçlarıyla dolu olsa da Luke’un Güç’ü kullandığı kesin değildir. Her şey serinin sonraki filmi “Empire Strikes Back” ve Usta Yoda’ya kadar muallaktadır.

“The Force” miti, gerçek anlamıyla Empire Strikes Back ile oluşturulmuştu. Luke’un Hoth’ta başına gelenler ve sonrasında Dagobah’ta Usta Yoda ile aldığı eğitim sırasında Güç olgusunun duygularla nasıl iç içe olduğunu, etkilediği kadar etkilendiğini de öğrenmiş olduk. Dagobah gezegenindeki mağarada Luke’un karşısına çıkan Darth Vader kabusu bunun bir göstergesi.

Artık zaman “Jedi’ın Dönüşü” için uygun olduğu zaman, Luke, Karanlık Tarafa karşı vereceği en büyük sınavıyla karşılaştı. Seride gördüğümüz tüm Güç kullanıcıları arasında bir seçim yapması gerekiyordu ve az çok bu iki taraf, Jedi ve Sith, birbirinden ayrılmıştı, hem bizim için hem de Luke için. Sith, Güç’ü kendilerini yüceltmek ve Galaksi üzerinde hükümdarlık kazanmak adına bir araç olarak görürken, Jedi bunun tam tersi bir görüşe sahipti: Güç, Galaksi’nin ve yaşayan varlıkların iyiliği için kullanılmalıydı.

Orjinal adı buydu filmin tabii, sonradan Return oldu.

Orijinal adı buydu filmin tabii, sonradan Return oldu.

İki farklı felsefi görüşün temeldeki ayrılığı, takipçilerinin duygularına ve kişiliklerine de yansıyordu. Luke aldığı eğitim sonucu ve babasının kaderini göz önüne alarak Güç’ün“Aydınlık Tarafta”  kalan yüzünü seçer.

Filmlere göre Güç kestirilmesi zor ve tüm canlıları içinde barındıran evrensel bir bağ. Darth Vader gibi karanlık tarafta kaybolmuş biri bile aniden Aydınlık Taraf’a kapılabiliyordu ve bu bize duyguların Güç içinde ne kadar büyük öneme sahip olduğunun başka bir kanıtı.

Prequel üçlemesi gelene kadar (Episode I, II, III), Force bu gizemini korudu. Yeni filmlere kadar Güç, sahip olduğu mistik ruhu korudu. Sonra Midi-chlorian’lar çıktı aniden. Star Wars’un neresi bilimsel olarak doğru ki bunu getirdiler? Gerçekten George Lucas’a sorulması gereken bir nokta. Ayrıca Anakin Skywalker’a yapılan “İsa” sembolizmi ve aniden çıkan “Seçilmiş Kişi” muhabbeti. “Güce denge getirmek” denilen konsept, bunların hepsine Prequel’lar ile sahip olduk. Bazı hayranlar bunların öncesinde de var olduğunu savunsa da, aynı şekilde Jar Jar Binks’in de bir Sith Lordu olduğunu söyleyenler de var. En iyisi, biz o denize hiç dalmayalım.

Hodri meydan!

Hodri meydan!

Güç için “uykuya daldı” muhabbetini Prequel’lar ile başladığını söyleyebiliriz. Hikaye olarak değil, tamamen seri adına. Nerde lan bizim mistik, bilge Jedi ustalarımız? Ellerinde kılıçlar Geonosis arenalarında kapışmalar, ordan buraya giderken bile her şey için Force kullanmalar, mütevazilik yok. Lucas “Jedi Şövalyelerini en iyi oldukları zamanda göstermek istedim.” dediğini hatırlıyorum, bu mudur en iyi oldukları zaman?

Yorumlar