Suicide Squad : Perşembenin Gelişi Çarşambadan Belli Olur
Peki Suicide Squad Niye Birbirine Monte Edilmiş İki Ayrı Film Gibi?
Hayır, Warner Bros filmlerinin montajını yeni başlayanlara yaptırdığı için değil. Bunu ben de iki yolla anlatacağım; kısa ve uzun. İşin kısası; para hırsı ve anksiyete. Uzunu ise şöyle;
2014’te, Warner Bros Ayer’e gelip “Önümüzdeki yıllarda şu filmleri çıkaracağız, tarihleri de değiştirmeyeceğiz,” diyor. Yani verilen altı haftanın kötü eleştirilerle ilgisi yok, tam tersi Warner Bros sinematik evrenin gazına gelmiş, allah allah modunda. Ancak, BvS’nin ilk yorumları düştüğünde, WB’un başı Kevin Tsujihara (Bak bunun adı da Kevin. Söylüyorum büyük bir oyunun içindeyiz) panik oluyor. O sırada Suicide Squad’ın komik trailer’ı ortamlara düşmüş durumda. Bu trailer, Türk filmi fragmanı mantığıyla çekilmiş; filmde komik ne varsa içinde barındırıyor. Nitekim filmin kendisi komik değil? İşte Tsujihara, dahiyane bir fikirle şöyle diyor : “Bana hemen o komik trailer’ı yapan şirketi arayın (ki bu Trailer Park oluyor), bize komikli sahneleri öne çıkaracak bir montaj yapsınlar!”
Bu sırada, Ayer de kendi montajını yapıyor. Bilmem söylememe gerek var mı, bu versiyon çok daha karanlık (İzlemek için neler vermezdim). Yani ortada iki ayrı film var. Sonra da çeşitli izleyici tipleriyle test edip, ikisinin en beğenilen kısımları öne çıkaracak şekilde bir daha montajlıyorlar ve sahne hiyerarşisine önem vermiyorlar. Mesela Deadshot ile Harley’nin hikayeye girişi birden fazla, çünkü seyirciler iki girizgahı da çok beğenmiş, bunlar da “Aman canım, zaten ana karakter,” diye eklemişler. Hani, “Logonun rengini değiştirip bir tık büyütün”e kadar her şey aynı. Peki koskoca Warner Bros, niye ortalama bir Türk kobi şirketi patronu zihniyetine sahip? Eh, kapitalizm. Ne yönetmenler, ne hikayeciler harcanıyor, ama filmle duygusal bağımız yoksa ruhumuz bile duymuyor.
Şimdi, filmin editörü John Gilroy olarak görünüyor. Ama düşünün ki, son versiyon onun bile elinden geçmemiş (bitmesine yakın, illallah deyip işi Michael Tronick’e bıraktığına dair bir söylenti var). Yani film, çorbaya dönmüş ve uyumlu malzemelerin kullanıldığı bir çorba değil bu. Yemek yaparken birbirinin tadını silen malzemeler vardır. İşte Suicide Squad’da da durum bu. Komik olması istenmiş, ama bunlar pek çok karakterde eğreti duruyor. Aynı şekilde karanlık sahneler de tuhaf komedi öğeleri yüzünden kendini bulamıyor.
Yine dedikodulara göre, bir ara Ayer öyle bunalıyor ki, menajer şirketiyle kavga edip başka bir şirkete geçecek oluyor (sonra gerçekleşmiyor bu). Yani, Warner Bros tarafında müthiş bir organizasyon eksikliği söz konusu. Dikkatinizi çekerim, bir şirketin bütünlük içinde organize olmasıyla iyi ya da kötü film çeken yönetmenlere sahip olması çok farklı şeyler. Bu durumda, Warner Bros’un kriz yönetimi gerçekten berbat gözüküyor. Tabii DC aptal değil, Warner Bros’un vizyonundan bir cacık olmayacağını anlayınca Geoff Johns kartını oynuyor. Ama bu hareket, filmi -eğer böyle bir şey mümkünse- daha da sabote ediyor, çünkü kadrolar filan hep değişiyor. Yani bence DC’nin Suicide Squad’ı gözden çıkarıp, önümüzdeki maçlara odaklandığı gayet açık.
Şimdilik bu kadar Hollywood dedikodusu yeter, ama geri döneceğim çünkü söyleyeceklerim daha bitmedi. Hadi filme geçelim.