Türk Sinemasında Bir Jedi ve Sith Savaşı – Tarkan: Güçlü Kahraman
Mağaradan iyileşerek çıkan karakterimiz için artık bilge yaşlı adam kontrolünde eğitim süreci başlamıştır. Tanıdık geldi mi? E gelecek tabi bir şey biliyoruz da konuşuyoruz!
Yine bu da sinemamızda ender rastlanan özelliklerden biridir. Nedir bu? Bizde karakterler genelde zaten hep güçlü başlarlar filme ve o güç seviyesinde ufak zorlanmalar yaşayarak filmi döve döve kazanma yoluna giderler. Ancak bu filmde kendisinin kemiklerini un ufak eden Wang Yu’yu yenebilmesi için kaba kuvvetten fazlasına ihtiyaç duyduğunu bilmektedir Tarkan ve diğer film örneklerinin aksine en dibe battığını düşündüğümüz anda karakterinden ödün vermeyerek, onurunu kazanma ve bunun için de yeni şeyler öğrenme çabasına girer. Bir olan yeteneği, içinde gecelediği kaynak ve alacağı eğitim sayesinde bin olacaktır. Bütün bu senaryo oyunları serinin son filmi olan bu filmde adeta Tarkan serisi ve karakterine bir saygı duruşu olarak bizlere göz kırpmaktadır. Ulu Gökçe, Tarkan’a gözlerini kullanmadan da dövüşebilmeyi öğretir. Kaba kuvvet yerine içgüdülerine ağırlık vermeyi aşılar ve kılıç dışında daha barışçıl ancak savunma ağırlıklı farklı savaş aletleri kullanmaya alıştırır. Bakınız: The Force ve Jedi Ilkeleri.
İkinci Karşılaşma: Psikolojik Yıkım
İkinci karşılaşmalarında Tarkan, Wang Yu’nun onların yokluğunda Ulu Gökçe’yi öldürdüğünü ve Alonya’yı esir aldığını bilmeden düşmanının karşısına çıkar. Wang Yu mantıklı davranıyormuş gibi gözükerek kimsenin ölmesine gerek olmadığına ve Altın Kılıcı ufak bir test ile Tarkan’a verebileceğini söyler. Tarkan’dan çok çok ötedeki bir ayı postunu başından vurması istenir. Bu çok zorlu atışı başardığında ise Wang Yu, Tarkan’ın üstünlüğünü kabul eder ve kendisinin atmasına gerek kalmadığını kılıcın postun arkasında olduğunu söyleyerek oradan ayrılır. Tarkan postun yanına gittiğinde ise Posttan kan geldiğini farkeder. Postun arkasında duran ve başına ok saplanmış kişi ağzı bağlı Alonya’dan başkası değildir. Adeta klasik yunan eserlerini andıran bu sahne filmin en önemli sahnelerinden biridir ve Wang Yu Tarkan’ın bir kez daha onuru ile oynamıştır. Psikolojik açıdan da yıkılan Tarkan yılmadan korkularının ve acılarının üstüne giderek bir kez daha bize kahraman olmanın ne demek olduğunu kanıtlar.
Wang Yu’nun sarayını basan Tarkan ve Kulke, yeni kazandıkları yetenekleri ve eğitimleri sayesinde kendilerini geliştirdikleri için herkesi döverler ve film biter.
Son
Sizleri bilmem ama bu film beni çok etkilemiş ve bütün bu bağlantıları düşünmeye itmişti. Kahraman mantığının ne olduğunu daha ben çok küçükken, bu iki uç karakteri anlatarak bana gösterebilmişti bu film. Bir yanda Wang Yu gibi kibirli, güçlü yetenekli bir sith lordu olmak; diğer tarafta ise Tarkan gibi gelişmeye açık, hatalarından ders çıkaran, düştüğü zaman kalkmasını bilen ve her türlü bilgiye, arkadaşlarının yardımına açık olabilen bir jedi şovalyesi olmak…
Seçim en başından beri bizimdi. Türk Sineması’nın, bitişine “SON” yazacak kadar naif olduğu ve gerçekten derin konulara değindiği bir dönemden çok ama çok başarılı, değerinin bilinmesine aç olan bir film izlemek isterseniz kaçırmayın derim.
Konuk Yazar: Abdullah Derin