Warcraft: Başlangıç ya da Oyun Filmlerine Farklı Bir Bakış Açısı

Ancak hazır senaryoda, tıpkı ilk oyundaki gibi lanetli orklar canavar gibi gösteriliyordu. Jones ise bunun, hem çok sıradan (en barizinden Yüzüklerin Efendisi serisi cici insanlarla canavar orklar arasında geçer), hem de Warcraft dünyasını yanlış tanıtacak bir giriş olacağını söyledi ve filmi yarı yarıya “iyi” orkların bakış açısından çekmeye karar verdi. Bu karar, her ne kadar evreni biraz değiştirmesini gerektirse de, filmi fantezi janrında eşsiz hale getiren önemli şeylerden biriydi.

Ancak daha önemlisi şu; Jones, filmin anlatımında stereotiplerden olabildiğince uzak durmuş. Film, pek çok fantezi öyküsü gibi bir yolculuğu anlatmıyor. Tekil bir kahraman kesinlikle yok. Savaşan taraflardan biri iyi, biri kötü değil. Üstelik, kahramanlarımızın çekirdekten yetişmesine şahit olmuyoruz, zira en önemli iki figür birer veteran. Bu verdiğim örnekler, benim özellikle fantezi ve bilimkurgu türünde alışık olduğum ve biraz sıkıldığım kalıplar ve bu anlamda Jones’un büyük bir başarı elde ettiğini belirtmeliyim.

1

Bu noktada baştan belirteyim, Warcraft fanlarını büyük oranda (her anlamda) tatmin edecek bir filmle karşı karşıyayız. Ancak aynısını Warcraft dünyasını bilmeyenler için söyleyemeyeceğim, iki nedenle: A- Fan service adına çekilmiş onca sahnenin hiçbiri onlara hitap etmeyecek ve B- pek çok karakterin ve olayın nedensel altyapısı konusunda fikirsiz kalacaklar. Bir eleştirmen şöyle yazmış, “İri orkların insanlara saldırısı artık biraz bayatladı”. Evet çok haklı, ama Warcraft tam olarak bu ve bunu bilmeyenin yorumu da böyle olacaktır.

Jones, yine de film sadece oyunculara hitap etmesin diye öyküyü dallandıran ve evreni bilmeyenlerde çok fazla soru işareti doğuracak bazı önemli noktaları budamış. Bu değişiklikler, elbette Metzen gözetiminde yapıldı ve Warcraft ruhundan dışarı çıkılmamış olduğunu görüyoruz. Ama bu yüzden film ayrı bir canon. Yani Warcraft evreni film için değiştirilmedi, film(ler) bir nevi paralel bir evren kabul ediliyor.

Orijinal hikayede karanlık titan Sargeras ve hizmetkarları, pek çok kilit karakteri yıllar içinde hileyle ve güç vaatleriyle kirletir ve savaş böyle başlar. Filmde ise yaşamdan beslenen “fel” büyü tüm bu suçu üzerine alıyor. Sargeras ve hizmetkarlarının bahsi hiç geçmiyor. İlk kirlettikleri ork lideri Ner’zhul’un da öyle. Yalnız bu durum altyapıda boşluklar da doğurmuyor değil. Warcraft evrenini bilmeyen birisi, büyük ihtimalle orkların hiyerarşisini anlamakta güçlük çekecektir. Neyse ki biz bunları biliyoruz. Hatta bu kadarını bilmek, Warcraft oyuncusu olmayan birisi için yeterince açıklayıcı olabilir. Belki ufak bir prologue ile verilebilirdi, ama olsun.

warcraft_posters.0.0

Bunun dışında olay örgüsü ve karakterlerin altyapıları oldukça iyi kurulmuş. Ork cephesinde, fel büyü ile Draenor’u ölü bir gezegen haline getirip, tehdit ve vaatlerle orkların başına geçen Gul’dan ve piyon gibi yönettiği şef Blackhand kurgunun “kötü” tarafını hazırlarken, tüm bunlara rağmen ayık kalabilen melez Garona ve Frostwolf’lar Durotan ve Orgrim (evet Frostwolf) ise bizim empati kurabildiğimiz şerefli horde’un temellerini atıyor.

Burada söylemem gerekir ki, filmin ilk sahnesi hariç, orkların motion capture temelli CGI oyunculukları çok iyi. Burada modelleme ve kaplamalardan değil, mimiklerden bahsediyorum. Bugüne kadar gördüklerim arasında en iyisi – ki Andy Serkis’in çok ses getiren Gollum canlandırmasını hiç beğenmemiştim. Warcraft stili abartılı kaslarla bunun yapılabilmesi sadece takdiri haketmiyor, görsel olarak nefis dövüş sahneleri ortaya çıkarıyor. Her insan-ork savaşı adeta bir Oberyn – Mountain düellosu. Garona’da Paula Patton, belki benim beklediğim sert Garona portresini çizmedi ama idare eder diyebilirim.

Yorumlar