X-Men: Apocalypse – Analiz Tahmin ve Anekdotlar

“Bu Filmler Kimin İçin Yapılıyor?”

X-Men’i X-Men yapan en önemli kişi hiç şüphesiz Chris Claremont’tur. Serinin neredeyse baştan yaratıldığı 1975 yılında yayınlanan Giant Size X-Men sonrasında serinin tematik olarak altının doldurulmasında çok büyük rol oynamıştır. Tüm bunlar bir yana, özellikle Ekim 1991’de Ekim döneminin en popüler çizerlerinden olan Jim Lee ile birlikte ortaya koydukları, şimdilerde X-Men Vol 2 adlı serinin çizgi roman tarihindeki yeri büyüktür. Zira vaktiyle kaleme aldığım X-Men Hakkında İlginç Bilgiler adlı yazımda da anlattığım gibi; birbirinden güzel kapak varyantlarıyla satışa sunulan X-Men #1 tam 8.1 milyon gibi çılgın bir rakamla tüm zamanların en çok satan çizgi romanı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’nda yerini almıştır.

xmen7

X-Men’in yarattığı bu dalganın üstünde sörf yapmak Marvel’in kaçırmayacağı bir fırsattı elbette. Rakibi DC’nin 5 Eylül 1992’de yayınlamaya başladığı Batman: The Animated serisine cevap olarak hazırlattığı X-Men: The Animated Series, 5 sezon sürecek olan televizyon macerasına 31 Ekim’de başlamış ve X-Men’in çizgi romanlarla asla erişemeyeceği kadar büyük bir kitle tarafından tanınmasını sağlamıştır. Hatta 90’lı yıllarda özellikle arcade salonları için Capcom’un hazırladığı oyunlar da bunun üstüne çeşni olmuştur.

Filmlere dönecek olursak; Deadpool’un attığı aradaki 36 milyon dolarcık farkı saymazsak en çok izlenen X-Men filminin 747 milyon 862 bin $ hasılatla X-Men: Days of Future Past olduğunu görüyoruz. Bu rakamı filmin gösterime girdiği 2014 yılındaki ortalama bilet fiyatı olan 8.17 $’a böldüğümüzde 91 milyon 537 bin gibi bir izleyici sayısına ulaşıyoruz. Yani tüm zamanların en yüksek X-Men çizgi roman satışı olan 8.1 milyon; film seyircisinin 10’da birinden bile daha az. Kaldı ki günümüzde X-Men çizgi romanlarının aylık satışı 500 bin bile değil. Bu konu hakkında sayısal verileri detaylıca işlediğim şu yazımı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum:

Süper Kahraman Filmleri Kimlere Yapılıyor?

Soruyu tekrar soralım o zaman: Bu filmler çizgi roman izleyicilerine değil de kimlere yapılıyor o zaman? Öncelikle X-Men’le çizgi film formunda tanışmış olanlara elbette. Zira yıllar boyunca kaç kere tekrar gösterime girdiklerini hesaba katmasak bile çizgi filmlerin sadece ABD’deki izlenme rakamları 4-5 milyon civarına denk geliyor ki; o serinin dünyanın tamamına yakınında gösterime girdiğini de unutmamak gerekiyor. Kaba bir tahminle tüm dünyada 50 milyon civarı çizgi film yoluyla X-Men’le tanışmış izleyici olduğunu var sayabiliriz.

Sonuç olarak herhangi bir X-Men filminin yarısının çizgi film izleyicisi, onda birinin çizgi roman okuyucusu, kalanının da yüzer gezer kitle olarak tanımlayabileceğimiz aksiyon filmi izleyicisi olduğu çıkarımını yaparsam sanırım kimse itiraz etmeyecektir. Bu bilgiyi yazının ilerleyen bölümlerinde tekrar kullanmak üzere cebimize koyup yazımıza devam edelim:

“Apocalypse Neyi Temsil Ediyor?”

Diye soracak olursanız açıkçası Apocalypse’in X-Men’in ilk akla gelen rakibi Magneto kadar verdiği mesajın net olduğu bir karakter olmadığını söyleyebilirim. Hatta objektif olarak bakacak olursanız İncil’den alıntı kıyamet temalarıyla süslenmiş, banal motivasyonları olan, küresel ölçekte bir süper suçlu olduğunu görürsünüz. Apocalypse üstünden verilmeye çalışılan mesaj aslında yapmaya çalıştıklarında değil, basitçe var olmasındadır…

X-Men Hakkında İlginç Bilgiler adlı yazımda da belirttiğim gibi; mutantlar azınlıkları temsil eder. X-Men, yayın hayatı boyunca tarihi olaylara da göndermeler yaparak din, dil, ırk ve cinsel yönelimleri sebebiyle dışlananların hayatlarını konu alan hikayelere yer vermiştir. 60’lı yıllarda İkinci Dünya Savaşı döneminde soykırıma uğrayan Musevileri temsil eden mutantlar (Ne? Yoksa hem DC, hem de Marvel’in kurucu ve çalışanlarının neredeyse tamamının Musevi olduğunu bilmiyor muydunuz?), 70’lere gelindiğinde Amerika’nın o dönemler kanayan yarası olan ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekmiş, 80’lerin sonuna doğru ise cinsel yönelimi sebebiyle zorluk yaşayanların sorunlarını dile getirmeye başlamıştır.

Çizgi roman okuyucularının beklediği Apocalypse böyle bir şeydi.

Çizgi roman okuyucularının beklediği Apocalypse böyle bir şeydi.

Amerikan toplumunu sosyolojik olarak analiz ettiğimizde, özellikle ırkları ya da cinsel yönelimleri sebebiyle insanlara en acımasız baskı yapanların şimdilerde ‘Baby Boomer’ adı verilen jenerasyona dahil olduğunu görürsünüz. Baby Boomer’lar, İkinci Dünya Savaşı’nı takiben 1946 ila 1964 yılları arasında doğan, aile değerlerine sıkı sıkıya bağlı, ülkesini seven, işinde gücünde ve en az iki çocuk yapan jenerasyondur (“Bu evin bir yemek saati var!” diyen babanız mı geldi aklınıza yoksa?). Ancak bu hayat görüşü kendilerine sistemli hükümet propagandasıyla dayatılmıştır. Zira savaş sonrası dönemde Dünya ekonomisi çökmüş, nüfus dengesi ölüm ve göç sebebiyle bozulmuştur. Bu durumu toparlamak Baby Boomer jenerasyonunun görevi olmuştur. Lafı getirmeye çalıştığım nokta şu: Farklı ırklar da, dinler de, cinsel yönelimler de insanlık tarihi kadar eskidir. Fakat Baby Boomer jenerasyonunun, sanki bu sorunlar(!) yeni ortaya çıkmış gibi algılaması sağlanmıştır. Tepki olarak da bu jenerasyon aynı ortamda yaşadığı kendinden farklı herkese mahalle baskısı uygulamıştır. Evet, ABD’yi 50 yıl kadar geriden takip ettiğimiz sonucuna varmamanız için bir sebep yok…

Bence ismi çektiği filmler kadar eşcinsel kimliğiyle de öne çıkan Bryan Singer’ın Apocalypse’in “Ha ha ha! Sizin dünyanızı yıkıp daha iyisini kuracağım!” sığlığında bir süper suçluyu kullanma sebebi de, CIA binasında Moira MacTaggert’la En Sabah Nur hakkında konuşurken Alex “Havok” Summers’ın “Mutantlar bu yüzyılda evrimleşmemiş miydi?” diye sormasının sebebi de bu. Verilen mesaj bence çok açık: “Siz bizim daha dün ortaya çıktığımızı düşünüyor olabilirsiniz, oysa ki biz hep buradaydık!”

Yorumlar