Başlangıçtaki 20th Century Fox teaser’ında “X” harfinin bir süre daha ekranda kalarak müziğin sonunun da alışık olduğumuz X-Men film müziğinden bir bölüm içerdiğini fark etmeyen var mıydı?
Almanya’daki kafes dövüş sahnesinin başında Angel’ın yere serdiği tombul karakter Blob idi. 1963 yılında X-Men’in karşısına Magneto ve Vanisher’dan sonra çıkan üçüncü süper suçlu olan Blob, daha önce 2009 yapımı Wolverine: Origins filminde de boy göstermişti. Görünüşe göre bir önceki X-Men filmi olan Days of Future Past sonrası tüm X-Men sinematik evreni resetlendiği için Blob’un da orijini değişmiş. Bu arada küçük bir anekdot; çizgi romanlardaki Blob’u Angel’ın alt etmesi imkan dahilinde bile değil.
Blob’un değişen görüntüsü. X-Men Origins: Wolverine (2009) ve X-Men: Apocalypse (2016)
Bryan Singer’ın ekranda çok fazla mavi tenli karakter olmasından çekindiği için 2000 ve 2003’te çektiği ilk iki filme Beast karakterini dahil etmediği bilinir. Bu filme gelirken korkularıyla yüzleşmiş olacak ki, Mystique, Beast, Nightcrawler, Apocalypse maviş maviş bir aradaydı. Hatta eğer aynı orijinali gibi yapsalardı Apocalypse dönüştürdükten sonra Angel’ın derisi de mavi olacaktı.
Magneto’nun bir karısı ve başka bir çocuğu daha olma fikri ben de dahil birçok izleyiciye gereksiz gelmişti. Ancak X-Men Vol 2 #72’de Magneto, Roman bir kadın olan Magda ile evleniyor, Ukrayna’ya yerleşiyorlar ve Anya isimli bir çocukları oluyor. Filmde adı Nina’ya çevrilen bu kızcağız, çizgi romanlarda bir yangında ölüyor.
Apocalypse, Kahire’de Storm’un kaldığı derbeder yere geldiğinde televizyonda Star Trek: The Original Series‘in klasik bölümlerinden biri olan 1967 yapımı Who Mourns For Adonais (s02e02) oynuyordu. Söz konusu bölümde Enterprise mürettebatı aslında bir uzaylı olduğu ortaya çıkan Yunan Tanrısı Apollo tarafından alıkonur. Apollo “çocuklarım” olarak adlandırdığı insanların kendisine tapınmalarını ister. Hatta gözlerini korkutmak için kendisini dev boyuta dönüştürür (Tanıdık geldi mi?). Ancak Apollo’nun “çocukları” artık entelektüel olarak bıraktığı yerde değildir ve ona tapınmayı reddederler. Neyse… Sanırım bu bilgiler ışığında filmin konusunun da çizgi romanlarda 1986 yılında yaratılan Apocalypse’in de nereden esinlenildiği anlamışsınızdır.
Star Trek: The Original Series (s02e02) – Who Mourns For Adonais
Apocalypse’in Angel’ı dönüştürdüğü sahnede arka planda çalan Metallica’nın 1983 yılında yayınlanan Kill ‘Em All adlı ilk albümünden The Four Horsemen adlı parçasıydı. Kıyametin dört atlısını konu alan parça, kelimenin tam anlamıyla bu sahne için biçilmez kaftandı.
Muhtemelen bu anekdotu ben hayal ediyorum, ama yine de yazacağım. Angel’ın dönüştürüldüğü sahnedeki parça seçimi, bende ister istemez orada Angel’ın Dave Mustaine’in bir alegorisi gibi yansıtıldığı izlenimini yarattı. The Four Horsemen, aslına Dave Mustaine’in bestesi olan Mechanix adlı parçadır. Mustaine’in bağımlılıkları sebebiyle gruptan atılmasından sonra sözleri ve ismi değiştirilmiştir. Angel’ın alkole boğulmuş derbeder hali bana ister istemez Mustaine’i hatırlatttı. Dediğim gibi muhtemelen bu bir tesadüf.
Cyclops, Jean Grey, Jubilee ve Nightcrawler sinemadan çıktıklarında izledikleri filmin Star Wars trilojisinin üçüncü filmi olan Return Of The Jedi olduğu görülüyor. Filmin fanlar tarafından da en zayıf halka olarak gösterilmesine bir referans olarak Jean Grey “En azından üçüncüsünün en kötüsü olduğu konusunda hemfikir olabiliriz.” diyor. Bryan Singer, aslında burada Star Wars adını kullanarak nefret ettiği 2006 yapımı X-Men: The Last Stand’e bir gönderme yapıyor. Zira kendisi Superman Returns adlı başka bir fiyasko filmin çekimlerinde olduğu için üçüncü X-Men filmini bizzat çekmeye vakit bulamamıştı ve ortaya fanları tarafından nefret edilen söz konusu film çıkmıştı. Ancak Singer’ın gözden kaçırdığı şey; X-Men Apocalypse’in de X-Men: First Class ve X-Men: Days of Future Past sonrasında bir üçüncü film olduğu gerçeği.
“Hayır, Star Wars’tan bahsetmiyorum!”
Nükleer füzeler göklere yükseldiğinde bir Marvel filmi klasiği olarak X-Men’in yaratıcılarından Stan Lee’nin göründüğü sahneyi fark etmişsinizdir. Bu sahnede yanında yer alan kadın gerçek hayattaki eşi Joan B. Lee idi.
Hafızam beni yanıltmıyorsa Profesör X ve Apocalypse arasında yaşanan, hatta bir noktada Jean Grey’in de dahil olduğu zihinsel savaşın görsel olarak tasvir edilmesi süper kahraman filmleri arasında bir ilk.
Filmin sonunda X-Men’in tehlike odasında Sentinellerle dövüşeceği sahnede kostümler 90’lardaki X-Men çizgi romanlarına olabildiğince yakındı.
Eğer sabırla beklediyseniz post-credits sahnesinde Wolverine için yapılan çalışmaların Essex Corp tarafından alındığını görmüşsünüzdür. Essex Corp, X-Men’in köklü düşmanlarından olan Nathaniel Essex, yani Mister Sinister’ın şirketidir. O çalışmaları kullanarak 2017’de gösterime girecek Logan adlı filmde rol alacak X-23’ün yaratılacağına emin olabilirsiniz.