Yepyeni Bir Yapay Zeka Kurgusu: Ex Machina
“Eğer bilinci olan bir makine yaratmışsan, bu insanların tarihi olmaz, tanrıların tarihi olur.”
Bilinçli bir varlık olan insanın, kendi elleriyle kendi zihninin nitelik ve niceliklerini kopyalayarak kendisininkine benzer ya da ondan daha ileri bir zeka yaratıp yaratamayacağı sorusu belki de tarih boyunca en çok yanıtı aranan, kurgusal ürünlere en çok konu olan meselelerden biri olagelmiştir. Meselenin bilimsel kısmının temeli, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Enigma’sının şifresini çözmek üzere çalışmalar yapan İngiliz matematiçi Alan Turing tarafından atılmıştır. Meselenin sanatın ilgi alanına giren kısmıysa, belki de antik dönemlere dek giden, insanın tanrılara öykünen dürtülerinin tetiklediği “yaratma” eyleminin etkisiyle ele alınmıştır. “Yapay zeka” tanımı bu anlamda, insan aklını her daim kurcalamış ve en pratik, en yaygın uygulamasını bilgisayar ve “akıllı” elektronik cihazlarda bulmuştur.
Ancak teknolojinin onca getirisine karşın, insana ait mantık silsilesiyle, onun duygulanımlarıyla ve tüm zeka alanlarıyla düşünebilecek bir makine ya da sistemin (hatta belki de organik bir sistemin) yaratılıp yaratılamayacağı hâlâ birçok insanın zihnini kurcalayan bir sorudur. Bu yönüyle “yapay zeka” meselesi birçok sinema filmine de esin kaynağı olmuştur.
Yapay zeka konusunu kafaya takmış son dönem filmleri arasında, 2015 yapımı Ex Machina hiç de fena bir yerde durmuyor. İngiliz sinemacı Alex Garland’ın yazıp yönettiği Ex Machina, aynı zamanda genç yönetmenin sinema dünyasına ilk hediye ettiği sinema filmi olma özelliğini taşıyor. Ele aldığı konuyu oldukça sade bir dille, alt yapısı sağlam çatışmalarla ve karakterlerine yüklediği sağlam alt metinlerle işliyor. Elbette filmin sade ve güzel anlatımında, dolayısıyla en azından bu anlamdaki başarısında, şahsi fikrimce oyuncu seçiminin de katkısı büyük.
Film, ünlü bir arama motoru şirketinde çalışan genç yazılımcı Caleb’ın, kazandığı bir yarışma sonucu şirketin münzevi bir hayat şeklini seçmiş CEO’su Nathan’ın evinde bir hafta geçirme hakkı kazanmasıyla başlıyor. Nathan’ın adeta taşların içine oyulmuş, eşsiz güzellikteki bir doğa parçasının orta yerinde bulunan evine ve aynı zamanda çalışma alanına vardığında, buraya getirilmesinin bir amacı olduğunu anlıyor: Caleb, Nathan’ın yeni geliştirmiş olduğu bir yapay zeka için uygulayacağı Turing testinin bir parçası olacaktır. Yani bir sorgulayıcı olarak yapay zekaya sorular yöneltecek ve onun sadece bir makine olup olmadığını anlayacaktır. (Aslında Alan Turing tarafından geliştirilmiş bu testte, sorgulayıcı kişi karşısındakileri görmeksizin bir makineye ve gerçek bir insana sorular sorar ve nihayetinde karşısındakinin makine olduğunu anlayamazsa, makine yani yapay zeka testi geçer.)
Ancak bu noktada Caleb ciddi bir sorunla karşılaşır. Karşısındaki basit bir makine, yalnızca sözel iletişim kurabileceği bir yapay zeka değildir. Kusursuz ve dişi bir robottur ve Caleb’in dikkatini dağıtan çok fazla şey vardır. Birincisi, Ava ismindeki bu robot insan mantığı ve duygulanımına çok yakın bir duruş göstermekte, ikincisi de cinsiyetinin fazlasıyla farkında bir varlık olarak Caleb’i etkilemekte ve etrafında olup bitenleri de algılamaktadır. Çok geçmeden Caleb kendini patronu Nathan’ın deneylerini sorgularken ve Ava’ya karşı önüne geçilmez bir yakınlık duyarken bulacaktır.
Ex Machina, ele aldığı konuyu özgün bir anlatımla ve fazla kafa karışıklığına yer bırakmadan devam ettiriyor. Ben filmi en çok bu yönüyle beğendiğimi belirtmek isterim. Bunun dışında Ava rolüyle hiç de fena bir performans sergilememiş olan Alicia Vikander (ki normal şartlar altında Michael Fassbender’ın radarına girmiş olduğu için kendisine karşı doğal olarak negatif bir tepki geliştirmem gerekirdi), çok tatlı bir oyunculuğu olduğunu düşündüğüm Dublin delikanlısı, tuhaf isimli adam Domhnall Gleeson ve filmde performansını en çok beğendiğim oyuncu olan Oscar Isaac (ne de şanslı oyuncudur bu adam, filmografisine bir bakan bir daha bakmak istiyor, özellikle yakın zamanda gerçekleşecek projelerine) filmin başarısında büyük yerleri olan isimler.
Bilimkurgu sinemasında Ex Machina gibi heyecan verici, birçok yönüyle mütevazı sayılabilecek başarılı yapımlar görmek bizleri mutlu ediyor. Ex Machina, 2015 yapımları arasında vakit kaybetmeden seyretmeniz gereken filmlerden biri. İyi seyirler.