Yok Etme Makinasını Ayağınıza Getirdik – Terminator 2: Judgement Day

Tüm İnsanlığın Annesi: Sarah Connor

İlk Terminator ziyaretinden sonra, zihinsel ve fiziksel açıdan değişim (evrim) geçiren Sarah, eski yaşamını geride bırakıp oğlu John’ı gelecekteki insan direnişine hazırlamayı hayatının yegane amacı haline getirmiştir. İleride oğlunu eğitmek amacıyla öğrenebildiği tüm taktik ve askeri bilgileri edinmiş ve bu süre boyunca göçebe hayatı yaşamıştır. Bir süre sonra bu teorik eğitim yeterli gelmemiş olacak ki, mücadele yöntemini pasif direnişten, gerilla taktiklerine dönüştürerek bir bilgisayar fabrikasını patlatmış ve yakalanmıştır. Kendini geleceğin Meryem anası olarak gören, mütemadiyen nükleer kıyametten, dünyayı ele geçiren makinelerden ve katil robotlardan bahseden herkesin başına geleceği gibi akıl hastanesine kapatılmıştır. Her fırsatta oradan kaçmanın ya da en azından oğlunu görmenin yollarını aramaktadır.

sarah_connor-1

“Günaydın Dr. Silberman. Diziniz nasıl?”

İlk filmdeki rolünü yeniden canlandıran Linda Hamilton, geçen 7 yıl boyunca “Sarah Connor” rolünü sanki yaşayıp geliştirmiş. Seksenlerin kabarık saçlı, hoppa disko kızı gitmiş, yerine güçlü, kendine güvenen (aslında sadece kendine güvenen) bir kadın çıkmış karşımıza. Tabi role hazırlık süreci çok kolay olmamış Hamilton için. Filmdeki maskülen kaslı görüntüsünü kazanmak için çekimler başlamadan önce 1 yıl boyunca egzersiz yapmış. Son 13 haftada ise, haftanın 6 günü, günde 3 saat İsralli eski bir komando tarafından eğitim almış. Akıl hastanesindeki ataşla kaçış sahnesi için kilit açmayı öğrenmiş. Daha sonra yapılan bir röportajda Hamilton şu açıklamayı yapmış: “Eğer bu kadar çok çalışmasaydım, filmi çekmeyi başaramazdım. Aylar öncesinde ve çekim sırasında vücudumu yeniden şekillendirmek için köpek gibi çalıştım, güç ve dayanıklılık kazandım. Şimdi bu benim için bir yaşam tarzı oldu. Bunu bırakabileceğimi sanmıyorum. Artık bağımlı oldum.”

sarah_connor_2

Bu denli bir kendini adamışlık bizler için ne kadar etkileyici olsa da, Hamilton için bedeli çok büyük olmuş. Filmdeki “Sarah Connor” karakterinden fazlasıyla etkilenen Hamilton, filmden sonra bir süre evden ayrılamamış. Gerekçesi ise, evde kalıp çocuklarını korumazsa, iyi olmayacaklarını düşünmesiymiş. Psikolojik etkilerin yanı sıra Sarah Connor rolünün üzerine oturması nedeniyle hep aynı tür roller alması (Bkz: Dante’s Peak) biz hayranlarını üzse de, o bundan çok da rahatsız değil. Bir röportajında bu saptamanın doğru olabileceğini ancak şu an bulunduğu konumdan çok memnun olduğunu dile getiren sanatçı, T2’den sonra onu hiçbir şeyin üzmeyeceğini düşündüğünü söylemiş.

sarah_connor_3

Ah bir mermi daha olsaydı.

John Connor’ı öldürmek için geçmişe gönderilen T-1000 (nam-ı diğer “Cıva Adam”), nanoteknoloji ile üretilmiş, sıvı metal bileşimli, şekil değiştirebilen kusursuza yakın bir yok edicidir. Robert Patrick’in canlandırdığı T-1000 karakteri, şüphesiz bilimkurgu tarihinin en başarılı antagonistlerinden biridir. Filmi efsanevi yapan en önemli etkenlerden biri olan T-1000, hem kullanılan maket ve efektlerle hem de zarif ve acımasız görüntüsüyle sinemadaki kötü adam janrına yeni bir soluk getirmiştir.

t-1000_1

James Cameron’ın T-1000 için ilk tercihi rock müzisyeni Billy Idol imiş. Hatta storyboard çizimlerindeki T-1000 Billy Idol’a benzetilerek tasarlanmış. Ancak o dönemlerde geçirdiği bir motosiklet kazası Idol’ı rolü oynamaktan alıkoyar. Daha sonra Cameron, ilk filmde Kyle Reese’i canlandıran Michael Biehn’i rol için düşünmüş. Hatta bunun açıklaması da hazırdı. Kyle Reese’in DNA’sını alan Skynet onu klonlayarak yeni bir yok edici üretecekti. Cameron daha sonra bu fikirden, seyircinin kafasını karıştırabieceğini düşündüğü için vazgeçti. Sonunda Robert Patrick rol için seçildi. Arnold Schwarzenegger’e zıtlık yaratması için Patrick’i seçen Cameron bir röportajında, “Eğer 800 serisi tanksa, 1000 serisi Porsche olmalı” demişti.

Bu yazı, "Terminator Filmleri Yazı Dizisi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar