Zamanda Yolculuk, Solucandelikleri ve İspanyol Soslu Bir Bilimkurgu: Timecrimes
“Zamanda yolculuk mümkünse, gelecekten gelen turistler nerede?”
- yüzyılın en büyük dehalarından biri olan Stephen Hawking 28 Haziran 2009 saat 12:00’da “geleceğin zaman yolcuları” için bir hoş geldin partisi verir ancak parti sona erene kadar davetiyeleri kimseye göndermez. Davetiyeler uzay ve zamanda kesin koordinatlar verilmek suretiyle hazırlanır ve Hawking, Cambridge Üniversitesi’nde partinin verileceği odada yanında şampanyalar ve balonlarla son saniyeye kadar beklemesine karşın davete gelecekten kimse icabet etmez. Bunun üzerine haklı olarak “Zamanda yolculuk mümkünse, gelecekten gelen turistler nerede?” diye bir soru sorar ve çok basit bir deneyle zamanda yolculuğun mümkün olmadığını açıklar.
Elbette Hawking bir bilim insanı olarak zamanda yolculuk meselesine teorik olarak yaklaşmış ve bunu daha ayrıntılı açıklamıştır. Dördüncü boyut olan zaman boyutu içerisinde bir yolun, bir tünelin mümkün olabileceğini (teoride) ve kuantum fizikçilerinin solucandelikleri (wormholes) dedikleri bu kısa yollarla uzayda çok büyük mesafelerin kısa zamanlarda kat edilebileceğini, aynı yolla deliğin iki ucunun da aynı mekânda olması ve başlangıç ile bitim noktasının mesafe yerine zamanla ayrılması halinde yine aynı mekânda (örneğin Dünya üzerinde) ancak farklı zaman dilimlerinde ortaya çıkılabileceğini dile getirmiştir.
Bir film yorumu için bunca teorik bilgi neden, diye düşünüyor olabilirsiniz. Nedeni bir hayalci ve kurgu âşığı olarak aynı zamanda da işin bilimsel arka planını bilmek ve açıklamak istemem. Meseleye hayranı olduğum yönetmen ve yazarların hayal dünyalarından baktığım kadar hayranı olduğum bilim adamlarının da gözünden bakmak istemem. Ve kendini bir fizikçi, bir kozmolog ve bir hayalperest olarak tanıtan Stephen Hawking’in bu konudaki düşüncelerinin hepimize belli bakış açıları kazandıracağı aşikâr. Peki, dürüst olayım. Zamanda yolculuk her ne kadar imkânsıza yakın bir ihtimal olarak uzayda yer kaplasa da ben yine de Hawking’in durumu yadsımayan teorilerini tekrar tekrar okumayı seviyorum. Atomik boyuttan bile milyon kere küçük solucakdeliklerinin yakalanıp genişletilebileceğine ya da uzayda bu deliklerin oluşturulabileceğine inanmak bile neticede bir şeylere inanmaktır.
İşte bu inançla yola çıkılan zaman yolculuğu temalı kurgulardan birini tanıtmak isterim bu hafta sizlere: Timecrimes. Los cronocrímenes, Timecrimes ya da Zaman Suçları, yönetmenliğini ve senaristliğini Nacho Vigalondo’nun üstlendiği 2007 yapımı bir İspanyol bilimkurgusu. Film, yeni bir eve taşınan ve eşiyle birlikte yerleşmeye çalışan Hector’un bahçesinde dürbünüyle otururken çalılıklar arasında tuhaf bir şeyler görmesiyle başlıyor. Gördüğü şeylerin tuhaflığına bir de çıplak halde gördüğü genç bir kızın kafa karıştırıcı durumu eklenince, eşinin alışverişe gitmesiyle birlikte harekete geçme gereği duyuyor. Kalkıp dikizlediği çalılık alana gidiyor, genç kızı buluyor ama çok geçmeden yüzü pembe bandajla sarılı siyah paltolu bir adamın saldırısına uğruyor. Bunun üzerine yakınlarda bulunan bir eve giderek orada bulduğu telsizle haberleştiği bir adamdan yardım istiyor ve adam, Hector’u bulunduğu terminal binasına çağırıyor. Sargılı adamdan kaçan Hector son anda laboratuvar görünümlü terminal binasına ulaşıyor ve akabinde olaylar gelişiyor.
Film ilk yarısında izleyiciyi fena halde geriyor, ikinci yarısında ise bilimkurgu öğeleri devreye giriyor ve birçok anda kafa karışıklıklarına sebebiyet veriyor. Aslında oldukça sağlam bir senaryoya ve üzerinde düşünülmüş bir gidişata sahip bir film ama ana karakter zamanda yolculuk yapmaya başladıktan sonra kanımca belirli kopukluklar da yaşanmıyor değil. Ancak genel olarak oldukça başarılı bir film olduğunu söylemem gerek. Timecrimes, düşük bütçelerle ve gereksiz efektler olmaksızın da insanların tabiri caizse beyinlerini kanatan, onları düşündüren yapımlara imza atılabileceğini, bilimkurgunun mütevazı koşullarda bile tadından yenmeyebileceğini bize gösteren yapımlardan.
Filmin senaristi, yönetmeni ve dört oyuncusundan biri olan Nacho Vigalondo’yu film boyunca terminal binasındaki bilim adamı olarak da görüyoruz. 2005 senesinde bir kısa metrajla Oscar adaylığı da bulunan yönetmen bu filmiyle, birçok fantastik film festivalinden de çeşitli adaylıklar ve ödüller alıyor.
Timecrimes, bilimkurgu âşıklarının, “zaman yolculuğu meselesinde önüme ne koysan izlerim” diyenlerin ve benim gibi İspanyol sinemasından hoşlanan sinemaseverlerin seyretmesi gereken bir film. Keyifli seyirler.